İdlib'den sonra sıra Fırat'ın doğusunda
Türkiye, Rusya ve İran Fırat'ın doğusunda ayrı bir otorite kabul edilmeyeceği konusunda anlaşmış durumda. Bu durumun Tahran Zirvesi'nde bir kez daha teyit edileceği ve Fırat'ın doğusunun Şam'ın kontrolüne geçmesi için alınacak önlemlerin belirleneceği bildiriliyor
Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katılımı ile bugün yapılacak Tahran Zirvesi'nde İdlib'in yanı sıra Fırat'ın doğusunun da masaya yatırılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirvede özellikle Fırat'ın doğusundaki gelişmeleri gündeme getireceğini kaydeden Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Erdoğan'ın İdlib tartışmaları sırasında PKK/PYD'nin Suriye'nin petrol bölgelerine yerleşmesini ve bu durumun önümüzdeki dönemde yaratacağı sakıncaları vurgulayacağını ve Fırat'ın doğusu için harekete geç kalınmamasını isteyeceğini belirtti.
İRAN DA KARŞI
İran da Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması dışında bir seçeneklerinin bulunmadığını kaydederek, Fırat'ın doğusunda ayrı bir otorite, ayrı bir devlet kurulmasını asla kabul etmeyeceklerini tekrarladı. Bu konuda daha önce çok sayıda açıklama yaptıklarını kaydeden İranlı diplomatlar, Fırat'ın doğusu konusunda Türkiye ve Rusya ile aynı şeyleri düşündüklerini ifade etti.
Türkiye ve İran'la birlikte Rusya da Fırat'ın doğusunda ayrı bir oluşumu kabul etmeyeceklerini bildirdi. Aydınlık'a açıklama yapan Rus kaynaklar Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un bu konuda çok net ifadeler kullandığını hatırlatarak, “Suriye'nin Birleşmiş Milletlerce kabul edilen meşru yönetimi Şam yönetimidir. Suriye'de Fırat'ın doğusunda ayrı bir otoriteyi kabul etmeyiz. Fırat'ın doğusu Şam yönetiminin denetiminde olmalıdır. Başka bir seçenek de olamaz. Bu nedenle Suriye sınırları içinde bulunan tüm yabancı güçler Suriye'yi terk etmelidir” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı da geçen hafta yaptığı açıklamada ABD'nin Fırat'ın doğusunda ‘sözde' bir hükümet kurmak için yerel örgütleri silahlandırdığını ve bunun yasadışı olduğunu vurgulamıştı. Rusya Dışişleri Maria Zaharova haftalık basın toplantısında ABD'nin İran'ın bölgeden çekilme talebine ilişkin soruyu şu ifadelerle yanıtlamıştı: “Biraz önce ABD kuvvetlerinin Suriye'deki varlığını ve amacını tartışmaya açmıştı. Hangi gerekçeyle ABD orada bulunuyor? Kiminle koordinasyon halindeler? Bu kesinlikle yasal sınırın ötesindedir. Başka ülkelerin uluslararası kanunlara uymasını bekliyorsanız bunu uygulamaya kendinizden başlamalısınız. Suriye'ye barışın gelmesi ABD'ye ve yetkililerine şu soruları bir kez daha sormak zorundayız: ABD Kuvvetleri'nin orada bulunma gerekçesi nedir? Orada ne yapmaktadılar ve rolleri nedir?”
SURİYE DE PYD KONUSUNDA NET
Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanı Ali Haydar, Kürtler dahil hiçbir etnik grup veya bölge için özel koşulların müzakere konusu olmadığını söylemişti. 4 Eylül'de PYD'nin ama omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Şam ile müzakerelerine ilişkin açıklama yapan Haydar, “Şu anda kuzeydoğudaki ikilemin çözümüne yönelik ciddi görüşmeler yapıldığını söyleyemeyiz, çünkü Suriye topraklarında diğerlerinden farklı bir çözümün konuşulması kabul edilemez. Suriye'de hiçbir bölgeye diğerlere göre ayrıcalıklar veremeyiz” ifadelerini kullanmıştı. Görüşmelerde hiçbir şekilde federalleşme konusunun ele alınmadığını dile getiren Suriyeli bakan, Şam'ın bu konudaki görüşünün bilindiğini belirterek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın, ABD ve müttefikleriyle işbirliği yapan herkesin hain olduğunu sözlerini hatırlatmıştı. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de “Kürtlerin dil ve kültür hakları üzerinde konuşmaya ve müzakere etmeye hazırız ama federasyon ve Suriye'nin bölünmesini kesinlikle kabul etmiyoruz” şeklinde konuşmuştu.