Geçmişten Günümüze Türk Kültüründe 21 Mart Nevruz Bayramı
Kültür, bir milleti millet yapan değerler bütünüdür. Kültürün en önemli
unsurları ise içinde binlerce yıllık bir geçmişi barındıran gelenek ve
göreneklerdir. Yeryüzünde yaşayan en eski kavimlerden olan Türklerin,
tarihi derinliklerinden gelen zengin kültürel değerleri, gelenek ve görenekleri
vardır. Nevruz şenlikleri, Türklerin tarihin bilinen devirlerinden itibaren
kutladıkları milli bayramlarından birisidir.
Bahar bayramlarını, dünyanın muhtelif bölgelerinde, çeşitli toplumlarda
ve milletlerde görmek mümkündür. Galerimizde Nevruz'u, Türk kültüründeki
yeri ve önemi açısından ele alacağız.
Türk
Kültüründe Nevruz'un Kökeni Ergenekon Destanı ile İlişkilendirilir
Türkler Nevruz'u Ne Zamandan Beri Kutlamaktadır?
Çinli Prof. Dr. Ch'in-Chung-Main'in eski Çin Takvimleri konusunda yaptığı araştırmalarda göre M.Ö. VIII. yüzyıllarda yaşayan eski Türk kavmi “Ti”ler; Nung-li adlı hem ay hem güneşe göre düzenlenen ve mart ayını yılbaşı sayan bir takvimi kullanıyorlardı. Chou Sülalesinin tarihinin “Göktürk Tezkeresi” bölümünde ise “Göktürkler, bitkilerin yeşerdiği zamanı yılbaşı olarak kutlamaktadır.” denilmektedir.
Nevruz Kelimesinin Menşei
Türk Dünyası'nın büyük bir coşkuyla kutladığı, Türk soylu halkların ortak bayramı olan Nevruz, tabiatın canlanmasını, yeniden dirilişi ifade eder. Farsça bir terkip olup "Nev" yeni, "rûz" gün "Nevruz" yeni gün gelir.
Nevruz gece ile gündüzün eşit olduğu, gün dönümü olarak da adlandırılan, ilkbaharın geldiği 21 Mart gününe tekabül eder. Güneşin koç burcuna girdiği gündür. Rumi takvimde Mart'ın 9'una rastladığı için halk arasında Mart 9'u diye anılır. Nevruz ile tabiat yeniden doğar ve yeni bir hayat başlar. Nevruz günü, aynı zamanda iyilik ve bereketi temsil eden baharla, kötülük ve sıkıntıyı temsil eden kışın mücadelesini sembolize eder.
Nevruz'un Çeşitli Türk Topluluklarındaki Karşılıkları
Altay Türkleri; Cılgayak Bayramı
Azerbaycan; Ergenekon, Bozkurt Bayramı
Başkurt Türkleri; Ekin Bayramı
Doğu Türkistan; Yeni Gün, Baş Bahar
Gagavuzlar; İlkyaz
Hakas Türkleri; Cılsırtı, Ulu Kün
Karaçay-Malkar Türkleri; Gollu, Gutan, Saban Toy, Tegri, Toy
Kazak Türkleri; Ulus Günü
Kazan Türkleri ve Karakalpaklar; Ergenekon Bayramı
Türkmenler; Teze Yıl
Uygur Türkleri; Yeni Gün
Türkiye'nin Çeşitli Bölgelerinde Nevruz Bayramı:
Yılsırtı, Mart Dokuzu, Mart Bozumu, Sultan Nevruz, Güz Dönümü, Yeni Gün isimleri altında kutlanır.
Türklerin Nevruz Gelenekleriyle İlgili Bilgi Veren Tarihi Kaynaklar
Türklerin Nevruz gelenekleri ile ilgili olarak tarihi kaynaklarda geniş bilgiler bulmak mümkündür. Bu kaynaklardan bazıları;
AbulKasım Firdevsi - Şahname
Kaşgarlı Mahmut - Divân-ı Lügat'it Türk
Yusuf Has Hacib - Kutadgu Bilik
Ömer Hayyam - Nevruzname
Hüca Ali Termizi - Nevruzname
Mevlana Lütfi - Gül ve Nevruz
Ebulgazi Bahadır Han - Şecere-i Türk
Türk Dünyasındaki Nevruz Kutlamalarının 7 Aşaması:
Hazırlık:
Nevruza hazırlık genel temizlikle başlar. Evlerin etrafı temizlenir, içi ve dışı badanalanır, halılar ve kilimler yıkanır. Aile üyelerine yeni elbise, alınır. Akrabalara hediye alınır. Bayrama birkaç gün kala tatlıların yapımına başlanır. Nevruz ateşi için gerekli ot, çalı ve odun hazırlanır.
Mezarlık Ziyareti:
Nevruz kutlamalarında önemli bir yeri olan bu gelenek, eski Türklerdeki yuğ törenlerinin izlerini taşımaktadır ve bunların devamı niteliğindedir. Azerbaycan, Türkistan ve diğer yörelerde hâlâ nevruzda yapılan bu gelenek, ölmüşlerin mezarını ziyaret etmek, mezar üzerine şeker ve tatlı bırakmak, yasin okumak, ağıt söyleyip ağlamak, mezarların etrafını temizlemek, bazı yörelerde de mezarlıkta kahve içmek ve yemek yemek gibi etkinliklerle devam etmektedir. Orta Anadolu'da Nevruz “Mart Dokuzu” adıyla bilinir. Diğer yörelerde de benzer adetler vardır. Mezarlar ziyaret edilir.
Kır Gezileri:
Toplu şekilde kırlara çıkılarak eğlenceler, şölen ve yarışmalar düzenlenir. Bu gelenek Hun Türklerinde de mevcuttur. Türk dünyasının bazı yörelerinde bu etkinlik Nevruzda gerçekleşmeye devam etse de, diğer yörelerde Hıdrelleze kaymıştır.
Ateşle İlgili Pratikler:
Geniş Türk coğrafyasında kutlanan Nevruz törenlerinin hepsinde ateşle ilgili pratikler bulunmaktadır. Bunlardan en yaygın olanı büyük ateşler yakarak üzerinden atlama ve bu sırada “Ağırlığım, uğurluğum sende kalsın”, “Kırmızılığın bana, sarılığım sana” gibi büyüsel duaların edilmesidir.
İnanışa göre nevruz ateşinden atlayanlar hastalıklardan arınır ve yıl boyunca hastalanmaz. Bir diğer pratik, hayvanları ateş üzerinden atlatmak veya iki ateş
arasından geçirmektir. Nevruz törenlerinde ateşin kullanılması, onun temizleyici, arındırıcı, hastalıkları, kötülükleri ve büyüyü yok edici özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Su ile İlgili Pratikler:
Sabah erkenden tüm su kaplarındaki suları yenileme, taze su içme ve ev hayvanlarına içirme, eski eşyaları suya atma, birbirinin üzerine su serpme ve su falına bakma şeklinde su ile ilgili pratikler uygulanır. Su kültü, eski Türk inanç sisteminde önemli bir yere sahiptir ve tüm pınarların, dere, ırmak, göl ve denizlerin kendi iyi ruhlarının olduğuna inanılmaktadır. Suyun şifa verici, arındırıcı gücüne inanç, Türk mit, efsane ve destanlarına da yansımıştır.
Eğlenceler:
Nevruz kutlamalarında çeşitli yarışlar, gösteriler, seyirlik oyunlar ve müzik yer almaktadır.