Gayrimeşru derseniz devlet altüst olur
TÜRKİYE
15 Haziran 2017
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, ‘Bu Anayasa yürürlükte olabilir ama meşru değildir.' açıklamasına eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk'ten yanıt geldi
Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, 16 Nisan'da yapılan anayasa değişikliğini gayrimeşru ilan etmenin doğru olmadığını belirterek, “Gayrimeşru dediğimiz zaman devlet hayatı altüst olur. Bir daha devlet otoritesini sağlamazsınız” dedi.
Türk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Gayrimeşru bir Anayasa'yla şu anda görev yapıyorlar. Bu anayasa göre yapılacak her şey gayri meşrudur” sözlerini Aydınlık'a değerlendirdi. “Gayrimeşru derseniz, hükümet gayrimeşru olur, çıkarılan kanunlar gayrimeşru olur, Meclis gayrimeşru olur” diyen Türk, “Mücadelenin en önemli şekilde yürütüleceği zemin, meşru zemindir” ifadelerini kullandı. Türk'ün açıklamaları şöyle:
TARTIŞMANIN KAYNAĞI
16 Nisan 2017 günü yapılan halk oylamasında, oyların sayımı konusunda YSK'nın tutumu bu tartışmayı yarattı. Aslında kanunun açık hükmüne rağmen, mühürlenmemiş oy pusulalarını geçerli kabul ettiler. Biliyorsunuz bu anayasa değişikliği çok az bir oy farkı ile kabul edildi. Zaten tartışmanın kaynağında da bu fark var. Eğer kanunun öngördüğü şekilde mühürlenmemiş zarf ve oy pusulaları geçerli kabul edilmeseydi belki farklı bir sonuç ortaya çıkabilirdi.
GAYRİMEŞRU İLANI AMACINI AŞAN YORUM
Şimdi bu Anayasa'yı gayrimeşru ilan etmek, sanıyorum bu çok amacını aşan yorum olur. Bu Anayasa, Anayasa'nın değişmez değiştirilemez hükümlerine, ikinci maddedeki, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı. Bu kesin. Bunu fikir olarak söyleyebiliriz ama bizim hukukumuza göre bunun hukuka aykırı olduğunu, Anayasa'ya aykırı olduğunu tespit edebilecek organ Anayasa Mahkemesi'dir. Anayasa Mahkemesi'ne başvurma süresi geçirildi. Çünkü yayımından itibaren 10 gün içerisinde bir başvurma sözkonusu, şekil yönünden.
MECLİS'İ VE SEÇİMLERİ BOYKOT DOĞRU DEĞİL
Şimdi şöyle bir ortamda, Meclis'i boykot etmek ya da önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimini boykot etmek... Bunların doğru hareketler olacağını düşünmüyorum. Yani, mücadelenin en önemli şekilde yürütüleceği zemin meşru zemindir. Bütün meşru zeminlerde bu Anayasa'nın değiştirilmesi yolunda mücadeleye devam etmek gerekir. Henüz 2019'a kadar zaman var.
141 YIL ÖNCESİNE GERİ DÖNÜŞ SÖZ KONUSU
Türkiye, Parlamenter Sistemi terk edip Başkanlık Sistemi'ne benzer, Cumhurbaşkanlığı Sistemi şeklinde hukuk literatüründe yeri olmayan bir kavram geliştirdi. Ama Başkanlık Sistemi'nde Başkan'ın sahip olmadığı yetkilere sahip, bir süper Cumhurbaşkanı, her türlü yetkiye sahip Cumhurbaşkanı öngördüler, getirdiler.
Türkiye'de 1876'dan bu yana 141 yıllık bir demokrasi mücadelesi var. 5 Anayasa yapmışız. Şimdi bunlarda çeşitli değişiklikler yapmışız. Yapılan değişiklik bütün bunlardan geri dönüş niteliğindedir. Hatta 1876'dan öncesine giden değişiklikler var. Örneğin 1876'da Kanuni Esasi ilan edildiği zaman orada Padişah'ın yetkileri ‘Şeriatı ve kanunları icra etmek' şeklinde tanımlandı. Kanun yapma yetkisi yok. Ama şimdi, bu Anayasa Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi adı altında Cumhurbaşkanı'na kanun yapma yetkisi veriyor. Yani, 1876'dan bu yana padişahların, cumhurbaşkanlarının sahip olmadığı bir yetkiye sahip oluyor.
MÜCADELE MEŞRU ZEMİNLERDE VERİLMELİ
Bu geriye dönüştür, hukuka ve bizim Anayasa geleneklerimize aykırıdır. Ama bunun yolu, bu değişiklikleri gayrimeşru sayıp, bir çeşit boykot, katılmama şeklinde, Meclis'e katılmama, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmama şeklinde değil, fakat mücadeleyle, girerek, meşru zeminde mücadele ederek değişiklikleri yeniden Türkiye'nin parlamenter sisteme dönüşünü sağlayacak çalışmaları yapmak, doğru olan bu. Gayrimeşru derseniz, hükümet gayrimeşru olur, çıkarılan kanunlar gayrimeşru olur, Meclis gayrimeşru olur.
AYKIRILIKLARIN TESPİT YERİ ANAYASA MAHKEMESİ'DİR
Bu Anayasa'nın 18 maddesi ile Anayasa'nın 70 maddesi değiştirildi sanıyorum. Örneğin, Anayasa'dan Başbakanlık kalktığı için onunla ilgili ifadeler çıkarıldı. Bunların meşru olmadığını, geçersiz olduğunu söylemek mümkün değil, doğru da değil. Bunu tespit edebilecek organ Anayasa Mahkemesi'dir.
Ama şimdi halk oylamasından sonra gayrimeşrudur şeklinde bir kampanyaya girmek doğru değildir sanıyorum. Ve YSK'da çok büyük hata yapmıştır. Bugüne kadar YSK seçimlerin halk oylamalarının hukuka uygun yapılmasını sağlayan bir kurumdu. Ama 16 Nisan 2017 halk oylamasındaki yanlış kararları buna gölge düşürmüştür. Halk oylamasından sonra yapılan başvurular ise reddedildi. Çünkü şöyle bir şey var: YSK kararları aleyhinde başka bir yere başvurulamıyor. İtirazlar YSK'ya yapılıyor ve o bunları mümkün olan kısa sürede karara bağlıyor.
DEVLET HAYATI ALTÜST OLUR
Anayasa'nın değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı yönleri itibarıyla bunları düzeltmemiz gerekiyor. Önümüzdeki mücadelenin en önemli konusu bu. Gayrimeşru dediğimiz zaman devlet hayatı altüst olur. Bir daha devlet otoritesini sağlamazsınız.
Türk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Gayrimeşru bir Anayasa'yla şu anda görev yapıyorlar. Bu anayasa göre yapılacak her şey gayri meşrudur” sözlerini Aydınlık'a değerlendirdi. “Gayrimeşru derseniz, hükümet gayrimeşru olur, çıkarılan kanunlar gayrimeşru olur, Meclis gayrimeşru olur” diyen Türk, “Mücadelenin en önemli şekilde yürütüleceği zemin, meşru zemindir” ifadelerini kullandı. Türk'ün açıklamaları şöyle:
TARTIŞMANIN KAYNAĞI
16 Nisan 2017 günü yapılan halk oylamasında, oyların sayımı konusunda YSK'nın tutumu bu tartışmayı yarattı. Aslında kanunun açık hükmüne rağmen, mühürlenmemiş oy pusulalarını geçerli kabul ettiler. Biliyorsunuz bu anayasa değişikliği çok az bir oy farkı ile kabul edildi. Zaten tartışmanın kaynağında da bu fark var. Eğer kanunun öngördüğü şekilde mühürlenmemiş zarf ve oy pusulaları geçerli kabul edilmeseydi belki farklı bir sonuç ortaya çıkabilirdi.
GAYRİMEŞRU İLANI AMACINI AŞAN YORUM
Şimdi bu Anayasa'yı gayrimeşru ilan etmek, sanıyorum bu çok amacını aşan yorum olur. Bu Anayasa, Anayasa'nın değişmez değiştirilemez hükümlerine, ikinci maddedeki, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı. Bu kesin. Bunu fikir olarak söyleyebiliriz ama bizim hukukumuza göre bunun hukuka aykırı olduğunu, Anayasa'ya aykırı olduğunu tespit edebilecek organ Anayasa Mahkemesi'dir. Anayasa Mahkemesi'ne başvurma süresi geçirildi. Çünkü yayımından itibaren 10 gün içerisinde bir başvurma sözkonusu, şekil yönünden.
MECLİS'İ VE SEÇİMLERİ BOYKOT DOĞRU DEĞİL
Şimdi şöyle bir ortamda, Meclis'i boykot etmek ya da önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimini boykot etmek... Bunların doğru hareketler olacağını düşünmüyorum. Yani, mücadelenin en önemli şekilde yürütüleceği zemin meşru zemindir. Bütün meşru zeminlerde bu Anayasa'nın değiştirilmesi yolunda mücadeleye devam etmek gerekir. Henüz 2019'a kadar zaman var.
141 YIL ÖNCESİNE GERİ DÖNÜŞ SÖZ KONUSU
Türkiye, Parlamenter Sistemi terk edip Başkanlık Sistemi'ne benzer, Cumhurbaşkanlığı Sistemi şeklinde hukuk literatüründe yeri olmayan bir kavram geliştirdi. Ama Başkanlık Sistemi'nde Başkan'ın sahip olmadığı yetkilere sahip, bir süper Cumhurbaşkanı, her türlü yetkiye sahip Cumhurbaşkanı öngördüler, getirdiler.
Türkiye'de 1876'dan bu yana 141 yıllık bir demokrasi mücadelesi var. 5 Anayasa yapmışız. Şimdi bunlarda çeşitli değişiklikler yapmışız. Yapılan değişiklik bütün bunlardan geri dönüş niteliğindedir. Hatta 1876'dan öncesine giden değişiklikler var. Örneğin 1876'da Kanuni Esasi ilan edildiği zaman orada Padişah'ın yetkileri ‘Şeriatı ve kanunları icra etmek' şeklinde tanımlandı. Kanun yapma yetkisi yok. Ama şimdi, bu Anayasa Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi adı altında Cumhurbaşkanı'na kanun yapma yetkisi veriyor. Yani, 1876'dan bu yana padişahların, cumhurbaşkanlarının sahip olmadığı bir yetkiye sahip oluyor.
MÜCADELE MEŞRU ZEMİNLERDE VERİLMELİ
Bu geriye dönüştür, hukuka ve bizim Anayasa geleneklerimize aykırıdır. Ama bunun yolu, bu değişiklikleri gayrimeşru sayıp, bir çeşit boykot, katılmama şeklinde, Meclis'e katılmama, Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmama şeklinde değil, fakat mücadeleyle, girerek, meşru zeminde mücadele ederek değişiklikleri yeniden Türkiye'nin parlamenter sisteme dönüşünü sağlayacak çalışmaları yapmak, doğru olan bu. Gayrimeşru derseniz, hükümet gayrimeşru olur, çıkarılan kanunlar gayrimeşru olur, Meclis gayrimeşru olur.
AYKIRILIKLARIN TESPİT YERİ ANAYASA MAHKEMESİ'DİR
Bu Anayasa'nın 18 maddesi ile Anayasa'nın 70 maddesi değiştirildi sanıyorum. Örneğin, Anayasa'dan Başbakanlık kalktığı için onunla ilgili ifadeler çıkarıldı. Bunların meşru olmadığını, geçersiz olduğunu söylemek mümkün değil, doğru da değil. Bunu tespit edebilecek organ Anayasa Mahkemesi'dir.
Ama şimdi halk oylamasından sonra gayrimeşrudur şeklinde bir kampanyaya girmek doğru değildir sanıyorum. Ve YSK'da çok büyük hata yapmıştır. Bugüne kadar YSK seçimlerin halk oylamalarının hukuka uygun yapılmasını sağlayan bir kurumdu. Ama 16 Nisan 2017 halk oylamasındaki yanlış kararları buna gölge düşürmüştür. Halk oylamasından sonra yapılan başvurular ise reddedildi. Çünkü şöyle bir şey var: YSK kararları aleyhinde başka bir yere başvurulamıyor. İtirazlar YSK'ya yapılıyor ve o bunları mümkün olan kısa sürede karara bağlıyor.
DEVLET HAYATI ALTÜST OLUR
Anayasa'nın değişmez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez demokratik hukuk devleti ilkelerine aykırı yönleri itibarıyla bunları düzeltmemiz gerekiyor. Önümüzdeki mücadelenin en önemli konusu bu. Gayrimeşru dediğimiz zaman devlet hayatı altüst olur. Bir daha devlet otoritesini sağlamazsınız.
Kaynak: Aydınlık Gazetesi