FLAŞ ! CHP'li Eminağaoğlu : “Anayasa’ya aykırı olan ‘Cuma namazı Genelgesine’ karşı çıkmayan Kılıçdaroğlu CHP’den ihraç edilsin!
CHP’nin
de diğer siyasi partiler gibi inanç sömürüsüne yöneldiğini ve laiklikten
uzaklaştığını kaydeden CHP’li Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun bugün
öğleden sonra CHP’nin mevcut Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve bazı parti
yöneticilerinin, Parti Tüzüğü’nün 70/1-a-b maddeleri uyarınca
önlemli olarak kesin ihraç istemiyle Partinin yetkili organına başvuru
yapacağı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu
ve yönetimine daha önce de istifa çağrısında bulunan YARSAV Kurucu Başkanı
CHP’li Ömer Faruk Eminağaoğlu, ihraç başvurusuna ilişkin olarak CagdasSes.com’a
konuştu ve şu değerlendirmelerde bulundu:
1. Milliyetçi
Cephe hükümeti döneminde 1975 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü çalışma
saatlerinin, Cuma namazı saatine göre düzenlenmesine ilişkin yapılan işlem,
laiklik ilkesine aykırı bulunarak ve inanç özgürlüğü içinde kalmadığı gerekçesi
ile Danıştay tarafından 1976 yılında iptal edilmiştir.
Refah
Partisi iktidarı döneminde 1997 yılında çalışma saatlerinin iftar saatlerine
göre düzenlenmesine ilişkin çıkartılan Bakanlar Kurulu kararı hakkında, laiklik
ilkesine aykırı olduğu ve inanç özgürlüğü içinde kalmadığı gerekçesi ile
Danıştay tarafından 1997 yılında yürütmeyi durdurma, 2000 yılında ise iptal
kararı verilmiştir.
Öte
yandan bu işlem Refah Partisi hakkında 1997 yılında açılan kapatma davasında,
laikliğe aykırı eylemler içerisinde yer almış olup, Anayasa Mahkemesi de 1998
yılında verdiği kararında bu eylemi laikliğe aykırı niteleyerek kapatma
nedenleri arasında göstermiştir.
Konu
İHAM'ne iletildiğinde, 2001 yılında İHAM 3 üncü Dairesi, 2003 yılında ise İHAM
Büyük Dairesi, Türkiye'yi haklı bularak yapılan bu başvuruyu reddetmiştir.
Tüm
bunlar yaşanmamış gibi, bugün tekrar cuma namazı genelgesi çıkarılabilmektedir.
Ülkede böyle bir sorun yok iken, bu durum siyasal çıkar uğruna sömürü konusu
haline dönüştürülmekte, toplumda kutuplaşma yaratılması amaçlanmakta, gündem
değiştirilmekte, kamu kesimi dini yönden fişlenmekte ve bölünmekte, devlet dine
göre biçimlendirilmektedir. Laiklik görmezden gelinmektedir.
Üstelik
anılan kararların da söz konusu olması, doğrudan Cuma namazı ilgili olarak ta 1
inci MC hükümeti döneminde verilmiş bir karar bulunması, anayasa hükümlerinde
bir farklılık ta yaratılmamasına rağmen, bugün bütün siyasi partilerin
hafızalarını kaybetmişcesine suskunluğa bürünmeleri, bu sonuç itibarıyla CHP de
dahil olmak üzere bugünkü tüm siyasi partilerin yan yana yer alarak 1 inci MC
hükümeti dönemindeki koşulları yarattıklarını, hatta bu birliktelikle onun da
ötesine geçtiklerini, laikliğe aykırılık ortak paydasında buluştuklarını
göstermektedir.
TBMM'deki
bütün siyasi partilerin, laikliğe aykırılığı daha önce açıkça ortaya konulan
böyle bir konuda suskun kalmaları, asla ve asla kabul edilemez.
CHP
ve bütün siyasi partiler, inanç sömürüsüne yönelmiş ve laiklikten kaçar
olmuşlardır.
Bu
konuda laikliğe aykırılık ortak paydasında buluşan siyasi partilerin, laikliğin
de içinde yer aldığı Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunarak yeni bir anayasa
yapılacağı söylemiyle bir araya gelmeleri ise, ortaya koydukları bu duruş
karşısında gerçek dışıdır. Kaldı ki, bir genelge ile anayasanın laiklikle
ilgili değişmez maddesinin bile devre dışı bırakılması ve yeni anayasa
sürecinde, anayasanın değişmez maddelerine dokundurtmayacaklarını söyleyen
siyasi partilerin de, genelge ile yaratılan hukuksal sonuç konusundaki
suskunlukları, mevcut duruş ve çizgilerini ve de demokrasi için var olan siyasi
partilerin, Türkiyeyi nasıl bir demokrasiye götürmekte olduklarını açıkça
göstermektedir.
Laiklik,
ülkede yaşamanın, nefes almanın temel taşıdır. Siyasi partiler varlık
nedenlerini inkar eder duruma düşmüşlerdir. TBMM'deki tüm siyasi partilerin
nerede ve nasıl duracağına artık iktidardaki AKP karar vermektedir. Muhalefet,
AKP tarafından yönetilmektedir.
Çağrım
bir yurttaş olarak diğer partilere, parti üyesi bir kişi olarak ise partim
CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ve yönetimine hitaben olup, anılan
kişileri istifaya davet ediyorum.
Partimin genel başkanı ve ilgili yöneticilerinin eylemi, Parti
Anayasası olan Parti Tüzüğü’nin 2 nci ve 3 üncü maddelerine açıkça aykırı
olmakla, kendileri hakkında Parti Tüzüğü’nün 70/1-a-b maddeleri uyarınca
önlemli olarak kesin ihraç istemiyle Partinin yetkili organına 11 Ocak 2016
tarihinde başvuru yapacağımı ifade ediyorum.
Bu
konuda başta üniversiteler, hukuk alanındaki örgütler, barolar ve bir çok
demokratik kitle örgütünün de suskunluğu kabul edilebilir değildir.
Türkiye
Cumhuriyeti, hukuk ve demokrasiyle yaşayacaktır.
Türkiye
Cumhuriyeti’ni hukuk ve demokrasiyle yaşatacak olan adres, Cumhuriyet Halk
Partisi olup, bu nedenle ülkeye demokrasiyi getiren Cumhuriyet Halk Partisinde,
özellikle kongre ve kurultay sürecinde parti içinde yok edilen hukuk ve
demokrasi etkin kılınacak, Parti kendi ilke ve değerlerine sahip çıkarak,
Türkiye Cumhuriyeti’nin ve yarınların güvencesi olacaktır.
Türkiye
Cumhuriyeti sahipsiz değildir ve sahipsiz kalmayacaktır.
Saygı ve Sevgilerimle
Murat M. Binzet