Erdoğan: ABD'nin PYD'ye verdiği silahlar bize dönecek
Tayyip Erdoğan, Pakistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terör örgütlerinin Münbiç'i boşaltması gerektiğini söyleyen Erdoğan, 'El Bab'tan sonraki sürecimiz Münbiç istikametinde olacak' dedi. Bu ay içinde Rusya'ya gideceğini söyleyen Erdoğan, 'IŞİD'le mücadeleyi Rusya ile beraber sürdürebiliriz' dedi. Erdoğan, PYD'ye silah veren ABD yönetimini de eleştirerek 'O silahlar bize dönecek' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Pakistan Başbakanı Navaz Şerif'le ailece ve ikili görüşmelerimiz oldu” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ile Pakistan arasındaki ikili ilişkilerde bu süreci daha farklı bir hale nasıl hale getirebiliriz bunun üzerinde durduk” dedi.
Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ile de görüşmesinin olduğunu kaydeden Erdoğan, “Sağolsun FETÖ terör örgütüne karşı ilk kararlı duruşu sergileyen ülke Tacikistan. Hepsine el koydu ve yurdışı etti” dedi. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Berdimuhammedov ile görüşmesinde “Türkiye ile ikili ilişkileri nasıl ileri seviyelere getireceğiz bunlar üzerinde durduk” diyen Erdoğan, “İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile oldu gerek Türkiye İran arasındaki ikili gelişmeler gerekse bölgesel konuları Suriye Irak başta olmak üzere ele alma fırsatımız oldu. Malum onların mayıs ayında seçimi var. Bunun ardından Yüksek Stratejik Konsey toplantısını yapabiliriz dediler. Bu yıl onların ev sahipliğinde olacak bu toplantı” diye konuştu.
Erdoğan, gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi:
'RAKKA'DA RUSYA İLE BERABER OLABİLİRİZ'
İran Cumhurbaşkanı ile görüştünüz El Bab'ta Türkiye'nin başarılı operasyonlar katettiği ortada. Bölgedeki durumla ilgili bir resim çizebilir misiniz? Rakka konusunda ABD ile hangi durumdayız?
Öncelikle biliyorsunuz Cerablus, Rai ve Dabık'tan sonra geldiğimiz nokta El Bab. “Bizler temizlik harekatı yapıyoruz” dersek yeridir. Daha devam ediyor. El Bab'tan sonraki sürecimiz Münbiç istikametinde olacak. Fakat ABD başta olmak üzere koalisyon güçleriyle eğer müşterek adımlar atabilirsek Rakka sürecini beraber yürütmenin gayreti içindeyiz. Bu arada Rusya Federasyonu'ndan da “DEAŞ'a karşı mücadeleyi beraber sürdürebiliriz” biçiminde talepler gelmesi halinde, bu mücadeleyi hep birlikte sürdürmemiz söz konusu olabilir. Mart ayında Rusya ziyaretimiz olacak. Bütün bu konuları orada etraflıca ele alma fırsatımız olacak.
Şu anda El Bab'taki çalışmalarımı ÖSO ile birlikte yürütmekteyiz. Şu an gelinen nokta bu.
'ABD'NİN VERDİĞİ SİLAHLAR BİZE DÖNECEK'
ABD'nin Münbiç ile tavrı nedir? SDG'ye ağır silahlar verdiğine dair iddialar var. Muhtemelen bu silahlar bize dönecektir.
Yeni yönetimin Münbiç ve Rakka ile ilgili netleşmiş bir kararı var diyemem. Fakat Genelkurmay Başkanları biliyorsunuz Türkiye'ye geldi. Görüşmeleri oldu. Atılabilecek müşterek adımın ne olacağı noktasında. CIA Koordinatörü biliyorsunuz geldi. Onunla bazı görüşmeleri ben ve MİT müsteşarımız etraflıca yaptılar. Onunla bir aşama bu sürecin bir ön adımı diyebileceğimiz adımlar atıldı. Onlar da sanırım CIA'de değerlendirmesini yapıyorlar. Bize göre SDG bu işin içinde olmamalı. Terör örgütünün silahlı ve siyasi ayağını teşkil eden böyle bir yapıyı bizim yanımızda görmemiz asla mümkün değildir. Olamaz.... Baştan beri söylediğimiz bir şey vardı. Bunların Münbiç'i boşaltmaları lazım. Zira, oranın bunlarla bir ilgisi yoktur. Münbiç Araplarındır. Hakeza Rakka tamamıyla Araplarındır. Orada 2500 civarında DEAŞ'lı olduğu bize gelen bilgiler arasında. Bütün bu mücadeleyi ÖSO, Türkiye ve koalisyon güçleri hep birlikte destek vermemiz halinde bu iş çözülür dedik. Temennimiz odur ki dayanışma içinde oluruz.
Fırat Kalkanı operasyonunun başarısı ve El Bab'ın ele geçirilmesi uluslararası muhataplar nezdinde Türkiye'ye bakışı değiştirdi mi, etkiledi mi? Sizin bir süredir gündemde tuttuğunuz tehdidi kaynağında vurma prensibi meyve veriyor mu?
Kaynağında vurma hususunda tüm güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz bu işi başarılı şekilde sürdürüyor. Bunlardan da netice alıyoruz. Bab ve çevresinde yaşananlar konusunda Batı dünyasında kimileri bu işlerden memnuniyet duyuyor kimisi duymuyor. Stratejimizi birilerinin memnuniyetine göre belirleyemeyiz. Yaptığımız iş doğru mu değil mi, biz buna bakarız. Görünen o ki biz 6-7 yıldır bu konuda çok sabırlı davrandık. Kilis olsun Gaziantep ve Şanlıurfa olsun ciddi manada tehditler aldık, vurgunlar yedik. En son Gaziantep'te kına töreninde 56 vatandaşımızın ölümü bizim Cerablus'a girmemizi teşvik etti. Daha sonra Rai'ye girdik böylece devam ettik. Bizim Suriye topraklarına yerleşmek gibi bir derdimiz yok. Bizim hedefimiz, ülkemize yönelik tehditleri durdurmaktır. Bize olan tehdidi durdurmaktır. Bir diğeri de mülteci akınını durdurmaktır. Mülteci akınını durdurmak, mümkünse bize gelmiş olanlardan da geriye dönüşü sağlayabilmektir. Onun için de söylediğimiz şey, terörden arındırılmış güvenli bölgenin inşasıdır. Söylediğim ülkelerle bunu başarabilirsek ve orada uçuşa yasak bölgeyi ilan edebilirsek, o zaman içerde yerleşimi sağladıktan sonra, oraların insanlarından oluşturulacak güvenlik güçleriyle oraların güvenliğini sağladıktan sonra, sıkıntılar zaten minimize olacaktır.
ABD ile yeni bir döneme girildi. FETÖ'nün Kanada'ya başvurusu hakkında bilgiler var mı elinizde?
Bu tür haberleri bizler de duyuyoruz. Pensilvanya'daki çiftliğin macerası malum. Kanada o tür bir başvuruya olumlu cevap verir mi bilmiyorum. Neticede Kanada bizim Pensilvanya ile ilgili düşüncelerimizi biliyor. Bizler gerekli olan bilgileri aktardık. Şu an itibarıyla bu iddiayla ilgili ciddi bir duyum yok. Olursa, kendileriyle de üst düzey görüşürüz. Şu an için gündemde olan sadece Adalet Bakanlığımızın, Dışişleri Bakanlığımızın ve avukat arkadaşlarımızın ABD makamları nezdindeki girişimleridir. Sürekli olarak dosyalar gönderiliyor. Temenni ederiz ki netice almaya başlarız.
Suriye'de devam etmekte olan silahlı operasyonlar sırasında TSK ile Suriye ordusu ve Rus ordusunun karşı karşıya gelmemesi için hangi tedbirler alınıyor?
Amacımız bu sürecin içinde görev alan komuta kademesinde yer alan insanlar olarak elimizden geldiğince o tür kazalara fırsat vermeden bunları yönlendirmektir. İnşallah süreci böyle yönlendireceğiz. Bu tür yanlışlar yaşanmasını istemeyiz. Hayırlısıyla Kuzey Suriye'deki 4-5 bin kilometrelik alandaki meydana gelebilecek olumlu gelişme, yapılacak yatırımlar, oradaki insanları da bize iltica etmiş insanları da rahatlatacaktır.